PRP (Platelet Rich Plazma) Nedir?
PRP, “Platelet Rich Plazma” yani “platelet yönünden zengin plazma” tanımının kısaltılmış hali ile anılan bir tedavi yöntemidir. Plateletler, diğer adıyla trombositler herkesin kanında var olan, sayıları ortalama 300.000 kadar ve ömürleri 4 gün olan hücrelerdir. Kana pıhtılaşma ve akışkanlık özelliklerini veren bu hücrelerin görevi, yaraların iyileşmesini ve yara yerlerinin temizlenmesini sağlamaktır. Plateletlerin yaraların iyileşmesini sağlayan en önemli karakteristiği ise salınımını sağladıkları büyüme faktörleri ile hücrelerin onarım mekanizmalarını devreye sokmalarıdır.
PRP olarak anılan tedavi yöntemi ise, kişinin kendisinden alınan kan ile plateletler açısından zengin bir plazma elde edilmesini ve yoğun şekilde büyüme faktörü içeren bu plazmanın kişinin ihtiyaç duyduğu bölgelerine enjekte edilmesi işlemini belirtmektedir. Başka bir deyişle PRP, kişinin kendi kanından elde edilen iyileştirici faktörlerin yine kişinin vücudunda gereksinim duyulan alanlarda kullanılmasıdır.
PRP Uygulaması Nasıl Gerçekleştirilir?
Kişinin kendi kanından elde edilen plateletler açısından zengin plazma, minimal enjeksiyon yöntemleri sınıflandırmasında yer alan mezoterapi tedavisine benzer şekilde (Mezoterapi) ihtiyaç duyulan bölgelere enjeksiyon işlemi uygulanarak veya bir maske vasıtasıyla gerçekleştirilebilmektedir.
PRP Uygulaması Hangi Bölgelere Uygulanabilir?
Yüz
Boyun
Dekolte bölgesi
Eller
Bacak içleri
Kollar
gibi vücut bölgeleri, kırışıklıkların giderilmesi, cildin esneklik ve parlaklığını yeniden kazanması amacıyla PRP uygulamasının fayda sağladığı bölgelerdir.
Ayrıca,
İyileşmesi uzun süren yaraların, çatlakların ve derinin zarar gördüğü durumların kontrolünün sağlanmasında,
Lazer ve peeling gibi uygulamaların ardından derinin hızla yapılanmasında,
Saç dökülmelerinde saçın yapısını yeniden sağlamlaştırma amacıyla hem tek başına hem de diğer yöntemler ile (Saç Mezoterapisi) birlikte uygulandığında tedaviyi güçlendirmede,etki göstermektedir.
PRP Uygulamasının Faydaları Nelerdir?
PRP uygulaması, kişinin vücudunda zaten var olan ve dokularında herhangi bir hasar oluştuğunda onarım sürecini başlatmakla görevli olan platetleri kan dolaşımı ile taşınabilecek olandan çok daha fazla sayıda vücuda sağlamaktadır. Yaşlanma sürecinin de bir çeşit doku hasarı olduğu düşünüldüğünde, hasarlı dokunun onarımı dışarıdan sağlanan daha çok sayıda platet ile daha hızlı ve güçlü bir şekilde başlamakta ve daha çabuk sonuçlanmaktadır.
Hasarlı döngünün onarılmasını sağlayan PRP tedavisi;
Derinin en doğal biçimde yenilenmesini ve onarımını sağlar.
Sadece yeni kolajen oluşumunu değil, derideki tüm yaşamsal işlevleri destekler.
Etkisi uzun sürelidir.
Kırışıklıkları ve çizgileri deriyi doldurarak değil, gençleştirerek giderir.
PRP Uygulaması Ne Kadar Sürer ve Kaç Kere Yapılır?
PRP uygulama işlemi uzun sürmemekle beraber, ilk uygulamadan sonra sağlanan canlı ve sağlıklı görünüm bir süre sonra gerileme gösterebilir. 3 veya 4 uygulamadan oluşan kürler her 10 – 12 ayda bir tekrarlandığında, doku onarımı ve yenilenmesinin etkisi kalıcı sayılabilecek kadar uzun etkili olabilmektedir.
Saç dökülmelerinde ise PRP uygulaması 15 gün ara ile kişinin özelliklerine göre 4 – 6 seans sürmektedir.
PRP Uygulamasının Yan Etkileri ve Riskleri Var Mıdır?
PRP uygulaması kişinin kendisinden alınan kan ile sağlanan bir tedavi olduğu için yan etkileri olan bir yöntem değildir.
Genel anestezi gerektirmeyen bir işlem olduğu için anesteziye bağlı riskler ortadan kalkmaktadır. Estetik amaçlı gerçekleştiriliyor olsa da PRP uygulamasının tıbbi bir işlem olduğu unutulmamalı ve mutlaka uzman ve tecrübeli hekimler tarafından gerçekleştirilmelidir. Dikkat gösterilmesi gereken bu husus, hem risk oluşturabilecek etkenlerin tespitinde ve önlenmesinde, hem de uygulamanın başarısında önemli bir koşulu oluşturmaktadır.