Kupa Tedavisi; genel anlamıyla kupa ile yapılan uygulamalara verilen isimdir. Eğer kupa uygulaması neşter ile deride ufak kesikler açılarak yapılıyorsa buna “hacamat tedavisi” adı verilmektedir.
Hacamat tedavisi, bazı kaynaklarda “yaş kupa tedavisi” ya da “kanlı kupa tedavisi” olarak da tanımlanabilmektedir. Eğer bu tedavi sadece kupa ile yapılıyorsa “kuru kupa tedavisi” ya da “kansız kupa tedavisi” olarak tanımlanabilmektedir. Kupa tedavisi tanımına kupa ile yapılan tüm uygulamalara verilen genel bir isim olarak tanımlasak da kesiksiz olarak sadece kupa ile yapılan uygulamaların da “kupa tedavisi” olarak isimlendirildiğine bazı kaynaklarda rastlamaktayız.
Kupa tedavisinin tarihi binlerce yıl öncesinden eski mısır’a kadar dayanmaktadır. O dönemlerde yaşayanlar ağrılı noktalarına özellikle de omurga çevresine kupa çekerek çözüm aramaktaydı. İslamiyet döneminde Arap yarımadasında da sıklıkla uygulanan yöntemlerden bir tanesiydi.
Kupa tedavisi; vücutta kas-iskelet sistemi, sinir sistemi ya da visseral (iç organlar ile ilgili) problemler ile ilgili problemlerin tedavisinde kullanılabilmektedir. Derideki mekanoreseptörlerin uyarılmasıyla santral sinir sistemi uyarımını amaçlamaktadır. Ayrıca derialtı dokusundaki mikrosirkülasyonu sağlayarak dolaşımın düzenlenmesinde rol oynar. Özellikle omurga çevresine yapılan uygulamalarla omurganın iki yanından çıkan ve iç organlara giden sinir çıkışlarına yakın bölgelere uygulanan kupa tedavisi hedef organ ya da ona bağlı sekonder problemlerin çözümü açısından etkili bir rol oynamaktadır.
Kupa tedavisini integratif fizyoterapi uygulamaları içinde ele aldığımız için koruyucu ve tedavi edici metodların entegre edilmesinden de bahsedebiliriz. Herhangi bir problemi olmayan kişilerde de detoks amaçlı olarak yine omurganın belirli çıkışlarına yapılan kupa uygulaması ile sempatik sinir sistemi aktivasyonu sağlanıp vücutta genel bir detoks etkisi yaratılabilmektedir.
Kupa tedavisi diğer fizyoterapi protokollerine ek olarak uygulanabildiği gibi başlı başına da bir metod olarak uygulanabilir. Seans sayısı ve sıklığı tamamen problemin durumuna ve seyrine göre değişiklik gösterebilmektedir.